‘’and the oscar goes to…’’ Promising Young Woman: Sen, her kadının kabusunu tahmin edebilir misin peki?
‘’Erkek adalet değil, gerçek adalet’’ sloganını bir filme çevirsek ortaya böyle bir şey çıkardı.
Killing Eve dizisinin yapımcısı ve senaristi olan Emerald Fennell filmi; Promising Young Woman. Kesinlikle bir suç dramasından çok daha fazlası var bu filmde. Yargının, kadını erkeği fark etmeksizin toplumun, faili aklamaya çalıştığı bir yerde, bir kadının intikam hikayesi… Bir kadının gözünden çekilen bu filmi, bir kadın olarak izlerken hiç yadırgamıyorsunuz. Dünyanın farklı yerlerindeyiz ama hikayelerimiz aynı.
Carey Mulligan’ın canlandırdığı Cassie karakteri bir sosyopat. Tıp fakültesinde okurken en yakın arkadaş Nina’nın, bir partide sarhoş olup bir grup erkek tarafından tecavüze uğraması sonucu intihar etmesini ve Cassie’nin onun adına aldığı intikamı konu alan bir film Promising Young Woman. Sonuyla sizi şaşırtacak olan ama aslında hiç şaşırmamanız gereken bir film.
Bu dünya tümüyle genç kadınlara düşman. Bu dünya benliğimizi bizden çalmak için elinden geleni yapıyor. Filmi izlerken bunu bir kez daha anlıyoruz ve öfkemizin boşuna olmadığını görüyoruz. Tacize mi uğradın? Sus ve unut. Adamın başını mı yakmak istiyorsun? Hayatını, kariyerini elinden mi almak istiyorsun? Sus. Sarhoş olma, giydiklerine dikkat et, erkekler çabuk etkilenir, eve geç kalma, gece eğlenmeye çıkma, itaatkar ol, hayatındaki erkeklerin sözünün dışına çıkma, bir adım geride dur… Yoksa sonun böyle olur. Bu dünyanın sana reva gördüğü şey bu.
Ataerkil düzen bu. Çark böyle dönüyor. Tahtta daima erkekler oturuyor.
Ama zaten bizim istediğimiz tahta oturmak değil, tahtı yıkmak.
Düzen tümüyle onlardan yanayken, yaptıklarını meşrulaştırırken, herkes onları aklamaya çalışırken bizim susup oturmamızı bekliyorlar. Adaletin olmadığı yerde kendi adaletinizi yaratırsınız. Tıpkı Cassie gibi. Bir kez daha hatırlamak gerekir ki öz savunma haktır.
Erkeklerin meslekleri, popülerlikleri, toplumdaki yeri ne olursa olsun bu onların bir tacizci olamayacağı anlamına gelmez. Buna göz yuman, sessiz kalan da suç ortağıdır. Bu konuda Ryan karakteri çok güzel işlenmiş. Ama nedense toplumun böyle bir ikiyüzlülüğü var. Eğer fail iyi bir kariyer sahibiyse, üne ve şöhrete sahipse kimse fail olduğunu kabullenmiyor. Ya iftira atıyorsa? Para için yapıyor olabilir, nerden bilebiliriz? O iyi bir adam… Kariyerini bitirmeye çalışıyorlar…
Piyanist filmini hepiniz izlemişsinizdir. O filmin yönetmeni Roman Polanski bir çocuk tecavüzücüsü. Dünyanın en meşhur yönetmenlerinden birisi. Hala film çekmeye devam ediyor. Hala filmlerini izliyorsunuz. Hala filmleri için sahnelere çıkıp ödül alıyor.
Alın size kariyeri biten bir adam…
Kısacası, Promising Young Woman ataerkil sistemin suratına tokat gibi çarpan bir film. Göz ardı ettiklerinizi göz önüne koyan bir film.
Susanları, aman rahatımız bozulmasın diyenleri yani suç ortaklarını oldukça rahatsız edecek bir film. Tahtları sallanmasın diye bu düzene baş kaldırmayan erkekleri…
Sizin için üzgünüm ama, kadınlar, onlara hükmetmeye çalıştığınız o tahtı yıkacak.
Christina Aguilera’nın dediği gibi;
‘’gidişat böyle
belki de hiç değişmeyecek
ama gücümü göstermek için aklım var
ve aklımdan geçenleri söylemeye hakkım var
ve bunun bedelini ödeyeceğim
beni bir kazıkta yakacaklar
ama damarlarımda ateş var
hizaya getirilmek için yaratılmadım.’’
Bunun son olduğunu düşünmedin değil mi?
Şimdi bitti.
Sevgilerle,
Nina&Cassie
Yorumlar
Yorum Gönder